Minimalizmin güçlü estetiği ile çağdaş tasarım anlayışını bir araya getiren Reis x DeFacto iş birliği, sezona damgasını vurmaya hazırlanıyor. Doğanın dengeli güzelliğinden ilham alan, ince işçilikle şekillenen bu özel koleksiyon; bileklikten kolyeye, küpeden şahmerana uzanan 50’den fazla parça ile sade ama etkileyici bir stilin izini sürüyor. Bu zarif birlikteliğin ardındaki yaratıcı süreci, Reis Kuyumculuk ve Mücevherat Genel Müdürü Kübra Börtlüoğlu ve DeFacto Aksesuar ve Ayakkabı Satın Alma Direktörü Öyküm Değer ile konuştuk.
Koleksiyonun ilham kaynağı nedir? Doğanın dengeli güzelliği ve zamansız şıklık vurgulanıyor. Bu ilhamı tasarımlara nasıl yansıttınız?
K.B: Bu koleksiyon için öncelikli amacımız kişinin kendini en doğal haliyle, olduğu gibi ifade edebileceği parçalara hayat vermekti. Gündüzden geceye taşınabilen, zamansız çizgilerle şekillenen bu tasarımlar genç neslin stiline hitap ederken, her yaşa ve tarza uyum sağlayacak bir sadelik taşıyor. Seçtiğimiz formlar, taşlar ve renkler hem zarif hem de güçlü bir duruş sergileyen, dikkat çekmeden fark edilen bir şıklık anlayışını yansıtıyor.
50’den fazla tasarımdan oluşan bu koleksiyonun yaratım sürecinde hangi aşamalardan geçildi ve nasıl bir iş birliği modeli benimsendi?
K.B: Bu proje, Reis Kuyumculuk’un tasarım vizyonu ile DeFacto’nun dinamik yapısını buluşturan çok yönlü bir iş birliğiydi. Sürecin başında marka değerlerimizi yansıtabilecek genç ve yetenekli tasarımcılarla bir araya geldik. Konsept geliştirme aşamasından ilk örneklerin hazırlanmasına kadar her adımı karşılıklı fikir alışverişine dayalı bir yaklaşımla şekillendirdik. Her bir tasarımın hem fonksiyonel hem de duygusal bir değer taşımasını amaçladık. Ortaya çıkan 50’den fazla parça, bu kolektif emeğin ve yaratıcı uyumun bir sonucu oldu.
Koleksiyonun her yaşa ve her tarza hitap edebilmesi için tasarım sürecinde nasıl bir yaklaşım benimsendi? Minimalist mi, gösterişli mi, yoksa her ikisini bir arada sunan bir denge mi hedeflendi?
K.B: Tasarım sürecinde en çok önem verdiğimiz şey, kişinin kendini olduğu gibi yansıtabilmesine alan tanımaktı. Ne yalnızca minimalist ne de tamamen gösterişli bir çizgi izledik; sade bir zarafeti güçlü detaylarla dengeleyen bir yaklaşım benimsedik. Gündüz rahatlıkla kullanılabilecek parçalar, küçük dokunuşlarla geceye taşınabilecek bir şıklık sundu. Her yaştan ve tarzdan kullanıcıya hitap eden bu koleksiyon, “olduğun gibi” kalmanın yeterli olduğu bir stil anlayışını yansıtıyor.
DeFacto’nun erişilebilir moda anlayışı ile Reis Kuyumculuk’un köklü mücevher geleneğini bir araya getiren bu özel koleksiyonun ortaya çıkış hikayesini bizimle paylaşabilir misiniz?
Ö.D: Bu koleksiyon iki farklı dünyanın aynı potada buluşmasından doğdu. DeFacto olarak yıllardır modayı herkes için ulaşılabilir kılma misyonuyla hareket ediyoruz. Reis Kuyumculuk ise altın işçiliğindeki köklü geçmişi ve zanaatkârlığıyla Türkiye’nin en güçlü mücevher markalarından biri. Ortak hayalimiz herkesin kendini değerli hissedeceği, modern tasarımlarla zenginleştirilmiş altın kaplama takılardan oluşan bir koleksiyon yaratmaktı. Zamansız zarafeti günlük şıklıkla buluşturan bu koleksiyon, iş birliğimizin en doğal ve heyecan verici sonucuydu.
Bu koleksiyonun DeFacto ve Reis Kuyumculuk’un marka kimlikleriyle nasıl örtüştüğünü düşünüyorsunuz? İki markanın DNA’sını tek bir koleksiyonda harmanlamak nasıl bir süreçti?
Ö.D: Her iki markanın da güçlü ve kendine has bir kimliği var. DeFacto genç, dinamik ve ulaşılabilir olmayı ön planda tutarken Reis Kuyumculuk geleneksel mücevher ustalığını çağdaş detaylarla birleştiren bir marka. Koleksiyonu oluştururken her tasarımda bu iki ruhu dengede tutmaya özen gösterdik. Modern yaşamın temposuna ayak uyduran sade ama iddialı parçalar tasarlarken Reis’in zarif işçiliğini ve altının sofistike parıltısını her detayda hissettirdik. Ortaya çıkan koleksiyon hem günlük kullanıma uygun hem de özel anlara eşlik edebilecek kadar şık oldu.
Koleksiyonun satış stratejisi nasıl şekillendi? DeFacto’nun geniş erişim ağıyla Reis Kuyumculuk’un seçkin mücevher anlayışını birleştiren bu koleksiyon, hangi satış kanallarında ve hangi pazarlarda yer alacak?
Ö.D: Bu özel koleksiyonun satış stratejisini oluştururken DeFacto’nun yaygın mağaza ağı ve dijital kanallarından faydalanarak geniş bir müşteri kitlesine ulaşmayı hedefledik. Lansman, öncelikle Türkiye’de gerçekleştirildi. Ardından koleksiyon Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Asya, Balkanlar ve Doğu Avrupa gibi DeFacto’nun güçlü olduğu pazarlarda tüketicilerle buluşacak. Her bölgenin kültürel dinamiklerine uyum sağlayan tasarımlarımızla, bu koleksiyonun global ölçekte de ilgi göreceğine inanıyoruz.
Röportajın tamamını buradan okuyabilirsiniz.